Doğanın Bir Başka Hediyesi: Arı Ekmeği

İnsanoğlunun tarih boyunca yaşadığı felaketlere baktığınızda her seferinde doğa ile inatlaştığını görürsünüz ve nitekim kaybeden taraf insanlık olur. Ama tam tersi bir durum olduğunda ise doğayla barışık bir yaşam sürdüğünde, doğanın biz insanlara verdiği nimetlerin sayısın haddi hesabı yoktur. Bu yazımızda işte böyle nimetlerden biri olan Arı Ekmeği konusunu işleyeceğiz…

Arı Ekmeği Nedir?

Arıcılığa yeni başlayanlar için arıların ‘ekmek’ yaptığını duymak ilk bakışta o da ne be dedirtebilir. Eğer düz mantık ile bu durumu hayal etmek isterseniz bal arılarının küçük ekmek somunlarını taşımasından daha sevimli bir şey düşünebilir misiniz? Açıkçası işler tam olarak böyle yürümüyor. Ancak ‘arı ekmeğinin’ insan ekmeğiyle ortak bir yanı, yaşamı sürdüren bir gıda maddesi olarak oynadığı roldür.

Arı Ekmeği - Bursa Devapi Çiftliği
Arı Ekmeği – Bursa Devapi Çiftliği

Toplayıcı arılar nektar toplamak için çok uzaklarda dolaşırken, büyük ölçüde kazara polen toplarlar. Onlar çiçekten çiçeğe vızıldayarak dolaşırken polen onların statik yüklü tüylerine yapışır. Polen nektarla karışır ve kendilerini temizlerken vücutlarından aşağıya polen sepetlerine (arka bacaklarındaki girintiler) itilir. Arıların bacaklarındaki renkli küçük paketler işte bu yüzden vardır.

Tüm sıkı çalışmalarına rağmen, toplayıcı arılar aslında polen yemezler çünkü o yaşa geldiklerinde artık onu sindirecek enzimleri üretemezler. Kovana geri döndüklerinde bu polen, koloninin geleceği olan genç ve büyümekte olan arıları beslemek için arı ekmeği haline getirilir.

Bal Arıları Bunu Nasıl Yapıyor?

Scientific Beekeeping‘e göre, geri dönen tarlacılar poleni doğrudan kuluçka ve depolanmış bal arasında bulunan açık hücrelere boşaltır. Daha sonra orta yaşlı, polen işleyici arılar kafalarını kullanarak poleni sıkıca yerine yerleştirir, havayı dışarı iter ve daha fazla nektar, bal ve salgı bezi salgıları ekler. Daha sonra diğer toplayıcılar üstüne ek yükler yerleştirir.

Hücrenin yaklaşık dörtte üçü dolduğunda ve iyice paketlendiğinde, polen işleyicileri daha sonra onu bir bal tabakasıyla kapatır ve bunun altında arı ekmeğine dönüşür. İşte arı ekmeğinin insan ekmeğiyle, en azından ekşi maya türüyle, gerçekten ortak bir yanı var: fermantasyon!

Fermantasyon sürecinin, tıpkı ekşi maya fermantasyonunun glüteni parçalayarak yaptığı gibi, arı poleninin sindirimini kolaylaştırdığı ve daha besleyici hale getirdiği varsayılmaktadır. Ancak araştırmalar durumun belki de böyle olmadığını göstermiştir . Aslında daha çok, insanlar tarafından binlerce yıldır kullanılan bir gıda koruma tekniği olan lakto-fermente gıdalara (turşu, lahana turşusu gibi) benzemektedir. Ve bu gıdalar gibi, bal arısı mideleri için probiyotik faydaları vardır.

Arı Ekmeği Nasıl Hasat Edilir?

Ünlü üreticiler olan bal arısı kolonileri zaman zaman fazladan arı ekmeği de üretebilir. Aslında, çok fazla arı ekmeği, üstlükler ve kuluçka kutusu arasındaki hareketi engelleyebilir.

Bu durumda peteğin bir bölümünü kesebilir, sarabilir ve arılarınızın ihtiyaç duyabileceği zamanlar için dondurabilirsiniz. Fazladan bal çıkarmak istiyorsanız, arıların temizleyebilmesi için parçayı birkaç günlüğüne kovanların üstündeki boş bir süperin içindeki bir ana arı dışlayıcıya yerleştirin.

Öte yandan, arı ekmeğinin insan tüketimi için hasat edilmesi üzerine yazılmış önemli bir araştırma makalesine buradan ulaşabilirsiniz.

Ne kadar besleyici?

Doğru, ‘insan tüketimi için arı ekmeği’. Fermantasyonun birincil amacı koruma olsa bile, arı ekmeği arı kolonilerinin hala oldukça besleyici bir temel maddesidir. Ve sürpriz bir şekilde, pek çok insan da bunun faydalarından yararlanmak istiyor. Artık birçok sağlıklı gıda şirketi tarafından arı poleni, propolis, arı sütü ve bal bazlı sağlık ürünlerinin yanı sıra takviyeler de satılıyor.

Peki bu ürünler insanlar için gerçekten ne kadar faydalı? Kanıtların çoğu anekdot niteliğinde. Henüz bilimsel kanıt sağlayacak yeterli çalışma yapılmadı. Bu noktada, Refinery 29 ‘un Amerikan Beslenme ve Diyetetik Akademisi’nden bir sözcüye arı poleni hakkında danıştıktan sonra vardığı sonuca biz de vardık:

Tadı ve dokusu hoşunuza gittiği için smoothie’lerinize veya salatalarınıza arı poleni koymayı denemek istiyorsanız ve arılara alerjiniz yoksa, hiç durmayın. Ancak diyetinize eklemek için antioksidan veya besin açısından zengin gıdalar arıyorsanız, bu niteliklere sahip olduğunu bildiğimiz daha iyi çalışılmış fonksiyonel gıdalardan bazılarını yemeniz daha iyi olabilir…”

Bu ürünlerin faydalarına ilişkin “anekdot niteliğindeki kanıtlar” nesiller öncesine dayanmaktadır. Dolayısıyla, a) çift kör bilimsel kanıt isteyen katı bir şüpheci olmadığınızı veya b) polen veya arı alerjiniz olmadığını varsayarsak, neden kendi deneyinizi yapıp bunları kendiniz denemiyorsunuz?

Bu kadar bilgi verdikten sonra bir de başka bir konuya değinmek lazım. Türkiye’deki ballar hakkında organik bal ve diğer bal üretim metotları konusunda güvenilir bir kaynak bulmak pek kolay olmamakta. Bu yazıyı yazmama sebep olan durum ise Bursa’da Devapi isminde üretim yapan ve sahibinin bir doktor olması sebebiyle organik üretim yöntemlerine ne kadar hassasiyet göstermesi ile güvenle bal ve arı ürünlerine erişim imkanını deneyimlemiş olmamdan kaynaklanmakta.

Devapi çiftliğinden Propolis ve Arı Ekmeği satın aldım. Ben Arı ekmeğinin 200 gramlık versiyonun aldım, ayrıca 100 gramlık versiyonuda bulunmakta. Propolis’in de hem zeytinyağlı versiyonu hem de hidroalkolik damla versiyonundan satın aldım. Devapi çiftliğinin bir diğer özelliği ise Bursa Lavanta bahçesi olarak tıbbi aromatik bitkiler üretmesidir. Bursa’da bu konularda böylesine güzel yerler olması gerçekten biz Bursa’lılar için çok büyük bir şans. Çiftliği ziyaret ettiğinizde huzur dolu bir ortam sizi beklemekte, ayrıca aronya konusunda da üretimleri var ki aronya’nın yaban mersininiden 4 kat daha fazla antioksidan içeriyor olması beni heyecanlandırmıştı. Çünkü ben yaban mersini bu konularda daha iyi biliyordum ve bu bilgi gerçekten heyecan verici.

Özetle Devapi çiftliğini Bursa’lıların ziyaret etmesi gerektiğini düşünüyorum ve doğal ürünleri mutlaka deneyimlemeliler…

Yorum yapın