Zülüflü İsmail Paşa Kimdir?

Tarihi isimleri ve gerçekleri, tarih kitaplarından değilde, televizyon dizilerinden öğrendiğimiz bir gerçek ve özel ilgisi olanların bilmesi haricinde bir çok kimsenin ilk defa Abdülhamit Payitaht dizisinin 4.Sezon ilk bölümü sayesinde tanıdıkları bir isim var “Zülüflü İsmail Paşa“.

Sultan Abdülhamid Han, menfur saray baskınından sonra tüm dünyaya biz ölmedik bakın dimdik, sapasağlam ayaktayız mesajı vermek için, gelenek olduğu halde kendisinin tercih etmediği bir olay olan Veladet-i Hümayun, doğum günü kutlamaları düzenler ve sırayla şehzade ve taht varislerini takdim ederken sıra Zülüflü İsmail Paşa‘ya gelir ve kendisini “Ağabeyim” diye takdim eder.

Herkes, Sultan Abdülhamid Han’ın tek bir ağabeyi olduğunu onun da Murat Efendi olduğu bilinirken, bir anda kendisi tarafından Ağabeyim diye takdim edilmesi tüm gözleri üzerine toplamıştır.

Zülüflü İsmail Paşa karakterini hangi oyuncu dizide canlandırıyor?

Zülüflü İsmail Paşa kim oynuyor?

Zülüflü İsmail Paşa karakterini Payitaht Abdülhamid dizisinde usta oyuncu Arif Pişkin canlandırmaktadır.

Zülüflü İsmail Paşa Kimdir (1857-1925)

Sultan Abdülhamid Han, Veladet-i Hümayün sonrasında kardeşleri, Veliaht Mehmet Reşad Efendi ve Şehzade Vahdettin Efendi ve de Zülüflü İsmail Paşa ile bir araya gelir ve kardeşlerinin bugüne kadar ilk defa duyacakları sözleri söyler.

Sultan Abdülhamid Han kardeşlerine hitaben der ki; Babamız Abdülmecid Han‘ın bir hanımı varmış, araları samimiymiş, hoşça vakit geçirirlermiş, bir gün bu hanım pederimize edepsizlik etmiş, pederimiz de bu hanımı saraydan dışarı çıkarıp cerah etmiş. Saraydan çıkarılmış ama o hanım hamileymiş. Nizama göre cerah edilen hanımın bir daha saraya dönmesi yasakmış, lakin İsmail Efendi doğmuş, saray dışında doğduğu için Şehzadelik ünvanını alamamış. Şehzade olabilmesi için sarayda doğması şarttır. Zülüflü İsmail Paşa, bizzat Abdülmecid Han tarafından Abdülhamid Han’a anlatılmış ve kendilerinin kardeşi olduğu diğer veliaht kardeşler tarafından da öğrenilmiştir.

Abdülhamid Han, Veladet-i Hümayun öncesinde bir rüya görür ve Abdülmecid Han, Abdülhamid Han doğduğunda onu kardeşleri Murat Efendi ve İsmail Efendi ile tanıştırır, bu rüya üzerine Abdülhamid Han bu gerçeği açıklama gereği duyar.

Zülüflü İsmail Paşa, şehzade olmadığı için Ekber ve Erşad nizamına göre tahtın varisi olamayacağını bilir ve bu yüzden taht iddiasında bulunmadan yıllar boyunca orduda çeşitli görevler alarak hayatına devam eder.

Dizi senaryosuna göre, Zülüflü İsmail Paşa, Abdülmecid Han’ın, Abdülhamid Han’ın tahta geçmesi koşulunda imzalattığı belgede ekber ve erşad nizamına göre akıl sağlığı yerinde olup yaşça büyük olana tahtı devretmesi karşılığında tahta geçtiğini gösteren belgeyi öğrenir ve bu saatten sonra yabancı güçlerin himayesine girip girmemek arasında kalır ve kendisine takdim edilen gizli belgeleri Sultan Abdülhamid Han’a vererek ve de devleti parçalamak isteyen para baronların isteklerini yerine getirerek hayatına devam eder.

Tarihte Zülüflü İsmail Paşa ismi Atatürk’ün hatıralarında bir noktada karşımıza çıkar, Mustafa Kemal Atatürk, Harp Akademisi’nden kurmaz yüzbaşı olduktan sonra, sınıf arkadaşlarıyla tayin beklerken memleket meseleleri hakkında uzun uzun konuşmalar toplantılar yaparlar.

Niyetlerinde tayin oldukları yerlerde örgütler kurup, saraya baskı yaparak meşrutiyet getirmektir, lakin Abdülhamid Han için devrinin her bir 24 saati binbir muamma ile doludur sözü üzerine, Abülhamid Han bu olayları takiptedir.

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları bir gün subaylıktan terk Fethi Bey adında birilerini aralarına alırlar ve gösterdiği faydalı işler neticesinde pek şüphelenmezler, bir gün Fethi Bey, bir arkadaşının da kendilerine katılmak istediğini söyler ve bu arkadaşın kabulü için önce görülmesi gerekmektedir.

Galata Köprüsü civarında bir kahvede sözleşirler ve buluşmaya gelecek olan arkadaş Abdülhamid Han’ın has adamlarından Zülüflü İsmail Paşa’nın yaverinden başkası değildir. Yaver yanında jandarmalar ile birlikte, Mustafa Kemal, Ali Fuat ve Fethi Okyar‘ın da aralarında bulunduğu cemiyet mensuplarını tutuklar ve Mustafa Kemal, Abdülhamid Han tarafından tutuklanmış olur.

Zülüflü İsmail Paşa’nın adı, Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri okullardayken çıkardığı gazeteler ve sonrasında tutuklanması döneminde sıkça tarih kitaplarında ve tarihi anekdotlarda yer almaktadır.

Tarihi anekdotlardan birisinde de Sultan V. Murad‘ın ölümü üzerine, yapılan tahkikatlarda, Fehim Paşa’nın, Hasan Paşayla olan diyalogları ve en sonda da Zülüflü İsmail Paşa’nın, defnolunurken görmem lazım, malum irade-i seniyye (padişah fermanı) var demesin üzerine Hasan Paşa, Yahu, bu padişah cenazesi… Çocuk oyuncağı değil… Tabutu açmaya cesaret edenin vallahi ellerini kırarım, diyerek ortalığı inletti. İzin vermemesi üzerine, Zülüflü İsmail Paşa sesini çıkarmaz.

Zülüflü İsmail Paşa’nın bilinen özelliklerinden birisi de musiki sever oluşudur.

Şehzade Ahmed Nureddin Efendi Kimdir Yazısı İçin Tıklayınız

Zülüflü İsmail Paşanın Hayatı

Sultan Abdülmecid, yenilikçi bir Osmanlı Padişahı olarak nam salmıştır, henüz 19 yaşlarındayken, cariyeleri arasında 14 yaşındaki bir kıza gönlünü kaptırmış ve sarayda haremde herkesin içinde oldukça samimi duruşlar sergilemişler.

Sultan Abdülmecit, paşalarını, vezirlerini topladığı bir esnada abdest almak ister ve abdest alırken su dökmesi için bu cariyeyi gönderirler. Gelen cariyeyi görünce padişahın yüzü güler lakin cariye abdest suyunu şakalaşmak maksadıyla padişahın kafasından aşağı dökünce güler ve Padişah Abdülmecid bu duruma çok sinirlenir.

Cariye bu olayı başbaşa iken yapsa sorun etmeyecek olan padişah, tüm devlet erkanının olduğu sırada yaşanmasından ötürü Harem Ağasına emir verir ve bu cariyeyi saraydan uzaklaştırır. Genç paşalardan biri ile evlendirilen cariye, lakin Abdülmecid Han’dan hamile kalmıştır. Hamile olması anlaşıldığı üzere olay örtbas edilir ve doğan çocuk saray dışında doğduğu için şehzade olamamıştır.

Çocuk 6 yaşlarına geldiğinde paşalık ünvanı verilmiştir ve Abdülhamid Han tahta çıktığında bu olayı hatırlar ve ona vazifeler vererek gözünün önünden ayırmaz. Tarihte bir çok şekilde karşımıza çıkan Zülüflü İsmail Paşa, Mustafa Kemal Atatürk’ün okuduğu Harp Okulunun da müdürlüğünü yapmıştır.

Zülüflü İsmail Paşa’nın soyu bugün halen daha devam etmektedir ve sizleri çok şaşırtacağına emin olduğumuz bir isim, Billur Kalkavan bugün Zülüflü İsmail Paşa’nın torunu olmaktadır. Billur Kalkavan, Zülüflü İsmail Paşa’nın oğlu Celaleddin Germiyanoğlu‘nun torunu olmaktadır.Zülüflü İsmail Paşa, Fatma İsmet Hanım ile evlenmiştir ve ikiz çocukları vardır, Celalettin Germiyanoğlu ve Ali Haydar Germiyanoğlu, aile köken olarak Germiyanoğullarına yani Kütahya’ya dayanır. 20 Eylül 1889’da doğan Celaleddin Germiyanoğlu, İETT’nin kurucularındandır. Kurumda zat işleri müdürlüğü, en sonda da genel müdür muavinliği görevlerinde bulunmuş, bir çok faydalı iş yapmış bürokrattır.

Celaleddin Germiyonoğlu, Meymenet Hanım ile olan evliliğinden Nuyan adlı bir kızı ve İsmail adında bir oğlu olmuştur. Nuyan Hanım, armatör Nazım Kalkavan ile evliliğinden ise 1962 yılında Billur Kalkavan doğmuştur. Yani Celaleddin Germiyanoğlu, Billur Kalkava’nın dedesi, Zülüflü İsmail Paşa’da büyük dedesi olmaktadır.

Zülüflü İsmail Paşa'nın Torunu Billur Kalkavan
Zülüflü İsmail Paşa’nın Torunu Billur Kalkavan

Zülüflü İsmail Paşa Hain Miydi?

Zülüflü İsmail Paşa hain değil aksine Sultan Abdülhamid Han’ın en has adamlarından birisiydi.

Zülüflü İsmail Paşa Nasıl Öldü?

Zülüflü İsmail Paşa, tahmin edeceğiniz gibi asılarak değil, normal bir ölümle hayata gözlerini yumdu.

Zülüflü İsmail Paşa Köşkü

Zülüflü İsmail Paşa Köşkü
Zülüflü İsmail Paşa Köşkü Görsel Kaynak: https://evvelzamanistanbulu.wordpress.com

Zülüflü İsmail Paşa kadar ünlü bir şey daha var ki oda Zülüflü İsmail Paşa Köşküdür. İsmail Paşa, Sultan Abdülaziz‘in mabeycisidir (Padişahın buyruklarını dışarıya ileten, dışarıdan gelenleri padişaha ileten), daha sonra ise Sultan II. Abdülhamid’in yaverliğini yapmış aynı zamanda da Sultan VI. Mehmet Vahdettin ile dünürdür. Bu köşk ismini yaptıran Zülüflü İsmail Paşa’dan almaktadır, İsmail Paşa ise Zülüflü ismini gür saçlarından dolayı almaktadır.

Köşk 1900 ile 1905 yılları arasında yapılmış, 1926 yılında bir yangın atlatsa da günümüze kadar varlığını sürdürebilmiştir. Köşkün bulunduğu yer, İstanbul, Anadolu yakasında Göztepe Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi ile İkinci Orta Sokağın birleştiği noktadadır.Köşk iki katlı olarak inşa edilmiş ahşap yapıdadır. İki yanında sekizgen kuleler bulunmakta ve buz mavisi rengindedir. Köşkün girişi yerden bir metre kadar yükseklikte merdivenle çıkılacak şekilde yapılmıştır. Girişte ki veranda 4 adet sütunla taşınmaktadır. Verandanın hemen üzerinde bir adet üstü kapalı balkon bulunmaktadır, balkonda yine 4 adet sütunla taşınmaktadır.

Zülüflü İsmail Paşa’nın bir de Bediüzzaman ile olan bir hikayesi vardır, Bediüzzaman Said Nursi, doğunun eğitim konusunda sıkıntıda olduğunu, cehaletten ötürü ileride kullanılabileceğini söylemek üzere İstanbul’a gelir hatta Halife Abdülhamid Han ile görüşmek ister, lakin paşalar ile arasında münakaşalar olur. Paşalar onu sürgüne göndermek isterler, lakin araya Zülüflü İsmail Paşa girer ve onu tımarhaneye göndererek kurtulmayı teklif eder. İki musevi, bir rum, bir ermeni bir de Türk doktor tarafından rapor alınarak Toptaşı Tımarhanesine yatırılır. Tımarhanenin en yetkili doktoru, gözetim sonrasında şu sözleri söyler “ Eğer Bediüzzaman da zerre kadar mecnunluk eseri varsa, dünyada akıllı adam yoktur “, bu da böyle bir anekdot.

Zülüflü İsmail Paşa’nın aldığı görevler;

  • Harbiye Nazırlığı
Veliaht Mehmet Reşad Efendi
Veliaht Mehmet Reşad Efendi
Şehzade Vahdettin Efendi
Şehzade Vahdettin Efendi

“Zülüflü İsmail Paşa Kimdir?” üzerine 2 yorum

  1. Zülüflü İsmail Paşa, hain çıkacak mı çıkmayacak mı diye meraktan ölecekken, an itibariyle cevabı öğrenmiş bulunuyoruz 🙂

    Yanıtla
  2. Zülüflü İsmail Paşa’nın soyu epey ilginçmiş, bugün kü torunu Billur Kalkavan da epey sürpriz olmuş. Bakalım dizi senaryosuyla tarih örtüşecek mi…

    Yanıtla

Yorum yapın